İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

BİLGİ TOPLUMUNA GEÇERKEN EĞİTİM SİSTEMİMİZİN MODERNİZASYONU

Dünya Gazetesi – 1990

Bilgi toplumu” endüstri öncesi toplumu ile endüstri toplumunun yani bir sentezi olacaktır. Bilgi toplumunda kendinden önceki her iki toplum şeklinin özelliklerinin izleri görülecek ancak daha üst düzeyde her ikisinden de başka yeni bir yaşam şeklini beraberinde getirecektir. Bu yaşam şeklinin en belirgin özelliği ise bireyin tekrar olağanüstü önem kazanması olacaktır.

Endüstri öncesi toplumda; temel üretim şekli, kol gücüne dayalı emek-yoğun tarımsal üretimdi ve yaşam kırsal kesimde tekdüze şekilde idi.

Endüstri devrinde ise; kol gücünün yerini buhar makineleri ile başlayıp gelişen makineler almıştır. Üretim belirli hammaddelerin belirli makinelere girmesi ve belirli ürünlerin tekrar, tekrar üretilmesi şekline, yaşam şekli de kendini tekrar eden süreçler haline dönüşmüştür. Endüstri devrimi ile “Endüstri Toplumu” doğmuştur. Sermaye-emek yoğun bu toplum yapısında insanların uymak zorunda oldukları iş saatleri hergün aynıdır. Yani gün boyunca yapılan işler bir önceki günün büyük ölçüde veya değişik biçimde tekrarından ibarettir. Endüstri toplumunun karakteri bu tuplumun insanlarının yaşamı algılamasında da;ok etkili olmuştur. Buna göre yaşam boyu olacaklar belirli kurallara bağlanmıştır. Yaşam temelinde statik, değişikliklerin se çok uzun periyotlarda gerçekleştiği bir süreç şekline dönüşmüştür. Bunun için gerek toplumsal kuralları gerekse toplumsal kuralları vo gerekse yapısı çok farklı yepyeni bir toplum doğacaktır. İş tu bu yeni toplum bilgi toplumu olacaktır.

Gelişmiş ülkeler bu yeni toplum yapısına eğilim sistemlerinin özellikleri sayesinde yaratıcı beyinlerini değerlendirerek ve teknoloji üretimine önem vererek ulaşmışlardır.

Bugünün dünyasında gelişmiş zongin ülko yüksek teknolojiyi (High-t ech.) üreten ve satan ülkelerdir. Gerçek bağımsızlık da ancak teknoloji bağımsızlığı ile mümkündür. Toprakların altındaki zengin maden ve petrol kaynakları artık o ülkelerin bağımsızlıkları için yeterli olmamuktadır.

Gelişmiş ülkelerde bilim ve teknolojideki gelişmeler hergün daha artan bir hızlı devam etmekledir,

Örneğin; enerji alanında uranyuma dayalı nükleer santrallerin yerini plutonyum santralleri alırken (En son SSCB’da Urallardaki sanayi kenti Sverdlowsk’un 25 mil uzağm-du 600 MW gücünde bir plutonyum hızlı besleme reaktörü devreye alınmıştır.) ABD NASA Uzay Araştırma Merkezi güneş uyduları ila elde etlikleri elektrik enerjisini uzayda inşa etmekte oldukları uzay limanına (Freedom Uzay İstasyonu) ve dünyaya (m2) ye 2 cal. oranında mikro dalgalarla göndermeyi başarmıştır. ABD’nin gelecek için çalışmaları ise cisimlerin ve canlıların bir noktadan diğer bir noktaya “Işınlanarak” gönderilmelerini gerçekleştirmek yönündedir. NASA Uzay Araştırma Merkezi ayrıca uzayda milyarlarca kilometre …. ğun defterinden boyasına, kalemine kadar devlet karşılıyor. Hatta çantasını bile veriyor.

Çocuk her türlü kültür, sanat ve spor faliyetlerini okul desteği ile yapabilecek olanaklara sahip aynı zamanda çok iyi dil eğitimi görüyor ve en az üç dil öğrenme olanağına sahip. Bunun dışında saymakla bitmeyen olanaklar sağlanıyor, Çocuklara ulaşımda büyük tenzilat sağlanıyor. Okul aile birlikleri ile yerel yönetimler arasında sağlanan işbirliği ve boş vakitleri değerlendirme programları yapılıyor. Bu programlar yazın deniz, kışın da kayak ve dağlarda kamp kurma şeklinde olabileceği gibi çocukların yeteneklerinin geliştirilmesi ve yaratıcı olabilmeleri için okul tarafından ücret karşılığı atölyelerde, laboratuvarlarda… pratik eğitimler şeklinde de olabiliyor.

Böyle güzel bir eğitimden gecerek yaratıcı zekaları geliştirilen İsviçrelilerin kamu ve özel kuruluşlurdaki yerleri de bilimsel olarak tespit ediliyor ve görevlerine başlıyorlar. Her türlü politik baskının dışında görevlerini başarı ile sürdürüyorlar. Sonuç; yaratıcı beyinlerin yönetiminde olan İsviçre bugün başta örnek bir hukuk sistemi olmak üzere sıra ile uluslararası bilim ve teknoloji üretim enstitüleri, uluslararası bankacılık, borsacılık ve uluslarar arası… vermesine sebep olmuştur.

Dış ticaretindeki bu fazlalıkları akılcı bir şekilde önce uluslararası bankacılık yatırımlarına yöneltmişler vo Euro pazarlarına sunulan Euro-Tahviller ile talep odilen Euro-Kredilerin önemli bir kısmını karşılamaya başlamışlardır. Diğer taraftan günün 24 saatinde dünya borsalarında alım-satım yapmaya başlamışlar ve dünyanın yeraltı yerüstü kaynaklarının olduğu yerlerde sanayi yatırımlarına yöneltmişlerdir. (Kanada, ABD, Orta Amerika, Güney Amerika, Avrupa, Afrika, Arap Yarımadası ve Uzakdoğu ülkelerinde otomotiv,elektronik ve çeşitli ağır sanayi yatırımları yapılmıştır. SSCB’deki yatırımları da Mitsubishi firması tarafından Batı Sibirya’da kurulmakta olun dünyanın en büyük petro-kimya tesisleridir.)

Sonuçla yaratıcı beyinlerin yönetime gelmeleri,ile Japonya bir tarafltan uluslararası bilim ve teknoloji enstitüleri kurarak yüksek teknoloji üretimine yöneltilmiş, diğer taraftan da uluslararası bankacılık, borsacılık ve sanayi yatırımlarına yöneltilerek finans yönünden güçlendirilmiştir.

Sonuçla; askeri harcamaların olmaması nedeniyle yapılan tasarrufların eğitime, araştırmaya, geliştirmeye ve uluslararası yatırımlara yöneltilmesisağlanmış ve ….. Üniversitelerimizin dünyanın sayılı üniversiteleri ile müşterek “Uluslararası bilim ve toknoloji enstitüleri” kurmaları sağlanmalıdır. Bilim ve teknoloji bakanlığı ile bilgi bankaları kurulmalıdır. Yaratıcı beyinler değerlendirilmelidir.

Diğer taraftan yeni teknolojinin yeni iş alanları ve yeni meslek dalları yaratacağı düşünülerek meslek okullarımızın bünyesine bu yeni teknolojilerin yaratacağı meslek dallarını ilave etmemiz lazımdır. Örneğin; 2000 yılında tüm gelişmiş ülkelerde endüstrideki üretim robotlarla yapılır hale gelecektir. Bu yeni teknoloji endüstri robot mühendisliği ile robot teknisyenliği mesleğini doğuracaktır. Yeni teknolojilerin doğuracağı ve ihtiyaç duyulacak yeni meslek dallarına örnekler çoğaltabiliriz.

Örneğin; endüstri lazeri kullanım teknisyeni, genetik mühendisi ve teknisyeni, holografik denetim uzmanı (Makinelerle yöneltilen işyerlerinde üç boyutlu kumanda ile makinelerin yaptığı işlerin denetimi), biomekenik tıbbi teknisyeni otomotiv sıvı batarya teknisyeni, nükleer tıp teknisyeni, bil-gisayar mihverli tomografi teknisyeni, positron emisyonlu tomografi teknisyeni, bilgisayar mühendisi, bilgisayarlı dizayn, grafik ve imalat teknisyeni… vb. gibi.

Örnek olarak gösterilen bu yeni meslek sahiplerine 2000’li yıllarda acilan ihtiyacımız olacaktır, Eğitim sistemimize ge …sedilmektedir. Çünkü, yaratıcı beyinler yönetici olduklarında klasik yöneticilik yerini yönlendirici olurlar ve aşağıdaki konulara önem vererek çalışırlar.

  1. Dünya bilim vo teknolojisindeki gelişmeleri devamlı takip ederler, bilgi bankaları ile çalışırlar, üretiim sistemlerini modernize ederek çağın teknolojisine uyarlar. Üretimleri ile ilgili araştırma-geliştirmelari yaparlar. (Örneğin; Genetic Tech. üretimi ve uygulaması ile birim araziden ve birim hayvandan on yüksek verimin elde edilmesi. High-Tech, üretimi ve uygulaması ile da birim üretimden en yüksek kârın el-de edilmesi gibi.)
  2. Dünya ekonomisindeki gelişmeleri devamlı takip öderler ve ihtiyaçları olan krediyi Euro pazarlardan Euro Kredi yi Euro Tahvil ihracı şeklinde en ucuza temin yollarını araştırırlar. Üretimleri ile ilgili hammaddeleri de dünya borsalarından en ucuza temin oderler. Euro-Pazarlara ihraç edilen Euro-Tahvillerden alarak uluslararası finans yatıırımlarına iştirak ederler. Ayrıca uluslararası bankacılık ve sanayi yatırımlarına da iştirak ederler.
  3. Dünya devlerlerinin askeri, hukuki ve sosyal gelişmelerini devamlı takip ederler ve değerlendirirler. Çünkü devletlerarası hukukun ve uluslararası ilişkilerin önemini iyi bilirler.

Özelle ülkemizin gelişmiş ülkeler seviyesine ve bilgi topl … muştur.

Çağımızda ise endüslri devriminin yerini elektronik devrimi, sermaye emek yoğun sanayilerin yerini de bilgi-yoğun sanayiler almıştır ve bizi yepyeni bir toplum yapısına götürmektedir. Bu yeni toplum yapısı bilgi toplumu olacaktır.

“Bilgi toplumunda” fabrikaları robotlar çalıştıracaklar, işyerlerindeki va evlerdeki işlerin önemli kısmını, bazen tamamını robotlar yapacaklardır. Örneğin evinizdeki ve işyerinizdeki bilgisayar ve ekran aracılığı ile dilediğiniz bir otomobil fabrikasına istediğiniz özellikleri taşıyan bir otomobil sipariş edebileceksiniz. Bu fabrikaların dev bilgisayarla sizin otomobilinize sıra geldiğinde robotlarına sizin istediğiniz özellikteki otomobili yaptıracaklardır.

Bilgi bankaları ve bilgi merkezleri aracılığı ile hergün sadece sizin için çıkan bir gazetenin dizilmesi olası hale gelecektir. Yine evinizdeki veya işyerinizdeki bilgisayar ile hangi yazarın yorumlarıyla ilgili olduğunuzu veya hangi çeşit bilgileri öğrenmek ve görmek istediğinizi çeşitli bilgi merkezlerine ilettiğinizde evinizdeki veya işyerinizdeki ekrandan derhal okuyabilecek ve görebileceksiniz.

Elektronik sayesinde insanlar zaman ve mekanı bugün düşünebildiğimiz va hatta hayal edebildigimizden çok daha değişik ve farklılaşmış biçimde kullanacakları için kalıpsız insan ilişkilerinin yer aldığı üretim şekli başka hukuksal kavramları değişmiş …Amerika kıtasının keşfinin 500. yılı nedeni ile 1992 yılında uzaya göndermeye hazırlanmaktadır. Uzay yelkenlisi uzaya hakim güneş ışınlarından ve kozmik rüzgârlardan yararlanacaktır.

Uzayla ilgili bir diğer proje de Mars ile Jüpiter (arasında yer alan patlamış gezegen kalıplılarının (Astreoidler) altın, gümüş, platin, krom, nikel, fosfor gibi madenler yönünden çok zengin olduklarının tespit edilmesi ile ilgili projedir. Düşünülen proje ise bu kıymetli madenlerin ayda kurulacak izabe ve sanayi tesislerinde ayrıştırılarak mamul hale getirilmesi ve “Made in Space” damgası ile dünyaya ışınlanarak ihraç edilmesi yönündedir.

Gelişmiş ülkelerin bilim, teknoloji, ekonomi ve hukuk alanlarındaki bu başarıları eğitim sistemlerinden kaynaklanmaktadır.

Örneğin; bilgi toplumu seviyesine ulaşmış çok gelişmiş ülkelerden İsviçre’de eğitim; ilkokul öncesi ona okullarında 5 yaşında başlıyor. 2 yıllık eğitimin ardından ilkokula başlayan çocuk burada 6 yıl okuyor. Okullardaki başarı durumunu göre ya kendini testsiz, kurssuz, sınavsız dilediği dalda yüksek öğrenim sağlayan bölüme ya da meslek sahihi olabilecegi kısma bir teknik okula devam hakkı sağlınıyor. Yani meslek seçimi İlkokulda belirlenıiyor ve başarı, yetenek çocuğu üniversite kapılarına sınavsız getiriyor. İsviçre’de ilkokulbütünüyle parasız … gin ülkelerden biridir.

Yaratıcı beyinlerin önemini geç farkedan Japonya, kopya teknolojisi ile devleşmenin kendileri için çok büyük bir tehlike olacağını geç de olsa yıllar önce farketmiştir. Tehlikeyi farkeden Japon bilim ve işadamları hükümete sunduktun raporda Amerikalıların bugüne kadar aldıkları 142 Nobel Ödülü’ne karşılık Japonların sadece 4 Nobel ödülü almasının eğitim sisteminin yetiştirdiği “Tekdüze kafalar” yüzünden olduğunu belirtmişlerdir. Bunun üzerino Japon eğitim, kültür, bilim vo teknoloji bakanlıklarının yapmış oldukları araştırmalar sonucu gerçekten “Okullardaki aşırı disiplinin kişilik gelişmesini engellediği, ezberciliğin de yaratıcı zekaların ortaya çıkmasına engellediği tespit edilmiştir”.

Bunun üzerine “Japon eğilim sisteminde reform gerektiği konusunda hemen herkos görüş birliğine varmış ve uygulama olarak da kültürel geleneklere bağlı zorlamaların biraz gevşetilmesi öğrenci-öğretmen ilişkilerinin fikir teatileri şeklinde daha rahat ve samimi olması ve araştırmaya önem verilmesi ile ancak yaratıcılığın filiz vermeye başlayacağı kabul edilmiştir.

Bu konuda ABD Harward mezunu ve Zürih Üniveristesi’nde beta interferon ve interleokin-2 molekülleri ile ilgili olarak doktara yapan ve halen Osaka Üniversitesi’nde Biyoloji Bölüm Başkanı olan Todatsugu Toniguchi Harward’daki eğitim ile ilgili olarak aynı şekilde yaratıcılığın gelişmesinde öğrenci-öğretmen ilişkilerinde çok rahat ve samimi olması ve araştırma geliştirmeye çok büyük önem verilmesinin şart olduğunu belirtmiştir.Böylece Japonya ile … ihracatında öneml bir artış sağlamış, ihracatı da önemli bir askeri harcamalarının olmamasınedeniyle sadece hammadde alımında olmuş…ülkelerdon biri olmuştur. .

Ülke olarak bizim de gelişmiş ülkeler seviyesine ve bilgi toplumu düzeyine ulaşabilmemiz için başta eğilim sistemimiz ulmak üzere sırayla hukuk, bankacılık ve dış ticaret sistemlerimizin uluslararası dü-zeylere çıkarılması gerekmektedir.

Bunun için eğitim sistemimizin temelden başlamak üzere araştırmaya, geliştirmeye, bilime, teknoloji üretimine ve yaratıcılığa ağırlık verecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Ülkemizin 2000’li yıllarda yeni teknelojilerin ithallerinin yanında bunları kullanacak mühendisleri ve teknisyenleri de ithal eder duruma düşecektir.”

Ülkelerin gelişmesi ve güçlenmesi için sadece teknoloji üretimini gerçekleştirmeleri de yeterli değildir.Üretilen teknolojilorin dünya piyasalarında pazarlamaları gerekmektedir. Uluslararası pazarlarda rokabet edebilmek ise üretilen mamullerin teknik üstünlüklerinin yanı sıra maliyetlerinin düşük olmasına bağlıdır. İşte yaratıcı beyinlerin önemi burada

Çağın özelliklerine uyarlanması, araştırma ve geliştirmeye yönlendirilmesi sağlanarak, “Yaratıcı beyinlerin” üretimi gerçekleştirilmelidir. Yaratıcı beyinlerin yönetime gelmeleri de bilimsel yöntemlerle tespit edilmelidir. Böylece vasıfsız yöneticilerin beceriksizlikleri sonucu uğranılan zararları ekonomimiz ve tüm vatandaşlarımızın çekmeleri önlenmiş olacaktır. Yani 32 milyon US$’lık ihracat yapmakla övünen bir sanayi kuruluşunun yöneticisi 45 milyon US.$ yakıt harcamasını gözardı edemeyecektir.