İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Elektronik Çağa Girerken Sanayimizin Geliştirilmesi

İstanbul Sanayi Odası – Ekim 1989

Endüstri öncesi toplumda, temel üretim şekli kol gücüne dayalı tarımsal üretimdi ve yaşam kırsal kesimde tek düze idi.

Endüstri devrinde ise, kolgücünün yerini buhar makinalan ile başlayıp gelişen makinalar almıştır. Üretim belirli hammaddelerin belirli makinalara girmesi ve belirli ürünlerin tekrar tekrar üretilmesi şeklindedir. Yaşam şekli de kendini tekrar eden süreçler haline dönüşmüştür.

Çağımızda ise; Endüstri devriminin yerini ELEKTRONİK devrimi almıştır ve bizi yepyeni bir toplum yapısına götürmektedir. Bu toplum yapısı BİLGİ TOPLUMU olacaktır. Artık BİLGİ BANKALARI, Bilgisayarlar, Bilgiyazarlar ve iletişim araçları akıl almaz boyutlardaki bilgileri insanların önlerine anında getirebilmektedir.

Elektronik çağda, sanayinin yapısı da değişecektir. Üretim zamana veya mekana bağlı olmayacaktır. Fabrikaları Robotlar çalıştıracaklar ve fabrikalardaki üretimler kitlesel olabileceği gibi bireyselde olabileceklerdir. Örneğin evinizdeki Bilgisayar ve ekran aracılığı ile dilediğiniz bir Otomobil fabrikasına istediğiniz özellikleri taşıyan bir otomobil sipariş edebileceksiniz. Bu fabrikanın dev bilgisayarları sizin otomobilinize sıra geldiğinde robotlarına sizin istediğiniz özellikteki otomobili yaptıracaklardır. Aynı üretim prensibini kendinize yakışacağınıza inandığınız giysiyi üretmek içinde düşünebilirsiniz.

Bilgi Bankaları ve bilgi merkezleri ile her gün sadece sizin için çıkan bir gazetenin dizilmesi olası hale gelecektir. Yine evinizdeki bilgisayar ile hangi yazarın yorumlan ile ilgili olduğunuzu veya hangi çeşit bilgileri öğrenmek ve görmek istediğinizi çeşitli bilgi merkezlerine ilettiğinizde evinizdeki ekrandan derhal okuyabilecek ve görebileceksiniz.

Özetle Elektronik sayesinde insanlar zaman ve mekânı bugün düşünebildiğimiz ve hatta hayal edebildiğimizden çok daha değişik ve farklılaşmış biçimde kullanacakları için kalıpsız insan ilişkilerinin yer aldığı üretim şekli başka hukuksal kavranılan değişmiş, sanata bakışı çok farklı yepyeni bir toplum doğacaktır.

Ülke olarak bizimde bu toplum yapışma ulaşabilmemiz için Sanayi yapımızı gelişmiş ülkeler düzeyine çıkarmamız gerekmektedir.

Bunun için eğitim sistemimizin temelden başlamak üzere araştırmaya, geliştirmeye, yaratıcılığa ve teknoloji üretimine ağırlık verecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Aynca Üniversitelerimizde gelişmiş ülkelerin Uluslararası üniversiteleri ile müşterek “Uluslararası Bilim ve Teknoloji Enstitüleri” kurmalarım sağlamalıyız. Böylece bilim adamlarımızın yabana bilim adamlan ile beraber araştırma-ge-liştirme ve teknoloji üretimini gerçekleştirmeleri sağlanabilecektir. Aynca sanayi kuruluşlammzın da bünyelerinde ” Araş-tama-Geliştirme” merkezleri kurmalan teşvik edilmelidir.

Ülkeler zaman zaman gayrisafi milli hasılalarının araştırma ve geliştirmeye ayırdıklan yüzdelerine göre değerlendirilirler. “Araştırma yoğun” olarak tanımlayabileceğimiz ve bu oranın yüzde iki’-nin üzerinde olduğu sekiz ülke vardır.

ÜlkelerGSMH’nin yüzdesi
Amerika Birleşik Devletleri2.8
İsveç2.8
F. Almanya2.7
İsviçre2.6
Japonya2.6
İngiltere2.3
Fransa2.3
Hollanda2.0

Kaynak: A.P. SPEISER İsviçre Mühendislik Bilimleri Akademisi Başkanı (İsviçre’de Bilimsel Araştırma ve Endüstriyel Gelişme)

Listede üst sıralarda bulunan İsveç ve İsviçre’nin sadece bir sanayi kuruluşunu örnek olarak inceleyecek olursak gelişmiş ülkeler sanayicilerininde araştırma ve geliştirmeye ne kadar önem verdiklerini görürüz.

“1 Ocak 1988 itibariyle birleşen İsveç Asea grubu ile İsviçre’nin Brown Boveri grubunun geçen yıl araştırma-geliştirmeye ayırdığı pay 1.1 milyar $ olmuştur. Buna karşılık yıllık sabşlanda 20 milyar $ olarak gerçekleşmiştir.”

Kaynak: Asea-Brown Boveri (ABB) Yayınları

Sanayimizin gelişmesi ve ülkemizin gelişen ülkeler seviyesine ulaşması için sadece Teknoloji üretmemizde kâfi değildir. Üretilen Teknolojilerin Dünya piyasalarında pazarlanması gerekir. Uluslararası pazarlarda rekabet edebilmek ise üretilen mamullerin teknik üstünlüklerinin yansıra maliyetinin düşük olmasına bağlıdır.

Üretilen mamullerin maliyetine tesir eden faktörler içinde en önemlisi kullanılan kredilerin maliyetidir. % 100 (yüzde yüz) 1er civannda faizle alınarak üretilen mamullerin Gelişmiş ülkelerde % 10 (yüzde on) lar civannda faizle alınarak üretilen mamullerle rekabet etmeleri mümkün değildir.

Bunun içinde Uluslararası çeşitli yapılanmalara gerek vardır. Bu yapılanmalann en önemlileri “Uluslararası Bankalar” dır. FİNANS+TEKNOLOJİ yönünden güçlü ülkelerin (İsviçre, İsveç, Japonya, Kanada, Norveç…) Uluslararası Bankalan ile Sanayicilerimizin ve İşa-damlanmızm ortak olacağı “INTERNATIONAL CONSORTIUMBANK” 1ar kurulmalıdır.

Kurulacak bu tür “İhtisas Bankalan”: Resmi ve Özel kuruluşlanmızm DIŞ KREDİ ihtiyaçlanm Euro-Pazarlarda “Lead manager” lik yaparak Euro-Kredi veya Euro-Tahvil ihracı şeklinde en uygun şartlarla ve en uygun fiyata temin edebileceklerdir. Bu da Sanayimizde önemli bir yer tutan paranın maliyetinin düşmesini ve rekabet gücümüzün artmasını sağlayacaktır.

Banka tarafından çıkanlacak EURO-ÇEK ve EURO-SENET’ler ile Sanayicilerimizin ve İşadamlanmızm Uluslararası Ticaret yapabilmeleri ve günün yirmi-dört saatini değerlendirmeleri mümkün olabilecektir.

Sanayi yatmmlan olarakta özellikle “Leasing” modeli ile ülkemize Yüksek Teknoloji (High Tech.) üretim tesislerinin (Mikro-chip, Bilgisayar, Elektronik cihazlar, Robot, Lazer, Savunma füzeleri, Haberleşme ve araştırma uydulan, Nükleer santrallar, Süper iletgenler, Süper Hızlı Trenler ve sistemleri… gibi) kurulması sağlanabilecektir.

Yüksek kâr getirecek bu tür tesislerin halka açılması sağlanmalıdır. Böylece en büyük FİNANS KAYNAĞI olan halkımızın tasarruflannm faiz yerine Sanayimizin gelişmesine yönlendirilmesi sağlanmış olacaktır.

Halkımızın altına olan taleplerininde daha çok kâr getirecek bu tür tesislere yönlendirilmesini ve ekonomiye üretgen yatmmlar şekline dönüşmesini sağlamak için altına endexli “Altın Hisse”, “Altın Tahvil” ve “Altın Sertifikası” çıkartmalıdır.

Ayrıca Bankalar bünyesinde BİLGİ BANKALARI oluşturularak Dünya Ekonomisindeki gelişmeler Sanayicilerimize ve İşadamlanmıza anında iletilebilmelidir.

Özetle “ELEKTRONİK ÇAĞA girerken” Uluslararası Bilim ve Teknoloji Enstitülerinin ve “International Consortiumbanklar” in kurulması Sanayimizin gelişmesi ve geleceği açısından gerekli.